Sakarya, birçok bilim dalı için önemli bir laboratuvar gibi. Özellikle sosyal
bilimler ve dalları açısından Türkiye’de örnek bir bölge, bakir sayılabilecek
bir alan. Topraktan Sofraya Sakarya Mutfağı, bu laboratuvarın verimli
çalışmalarından ve tarihten toplumbilimine, antropolojiden gastronomiye,
coğrafyadan nüfus hareketlerine bir dizi bilgi birikiminin işlenmiş, ete
kemiğe bürünmüş hali.
Coğrafyanın çok güçlü bir belirleyici olduğunu, göçün insanla ilgili her şeyi az çok
değiştirerek de olsa bir yerden başka bir yere taşıdığını unutmadan bakıldığında
bölgenin bunu haklı çıkaracak pek çok veriyi bağrında yaşattığı gerçeği kendiliğinden
ortaya çıkar.
Yemek ve mutfak kültürünün bütün belirleyicilerle el ele, değişerek yaşamaya devam
ettiğini gösteren örneklerle dolu olan bu kitap, “bereketli topraklar”da, insana bağlı,
insanla gelişen, insan emeği ve sevgisiyle kurulmuş “bereketli sofralar”a buyur ediyor
bizi.
“Bu çalışma, Evliyâ Çelebi’nin ‘Ağaç Denizi’ dediği bölgenin içinden sesleniyor bize.
Sakarya’nın verimli topraklarının, bereketli sularının ve onlarla beslenen sofraların
hikâyesini anlatıyor. Kentin tarımsal serüvenini, bu serüvene eşlik eden yerlilerini,
göçmenlerini ve damak hafızalarını, mutfaklarındaki kültürel zenginliği aktarıyor. Bunu
yaparken antropolojik bir bakış açısı kullanıyor. Yemeğin sosyo-kültürel anlamlarını
gösterdikten sonra okuyucuyu geleneksel tariflerle buluşturuyor, bir yandan da bizleri bu
tariflerden ilham alan şeflerin mutfağına konuk ediyor. Kısacası bu kitap, yemeği konu
edinen araştırmalar için derinlikli bir kaynak, heyecan verici öncü bir çalışma.”
-A. Nilhan Aras
Sakarya, birçok bilim dalı için önemli bir laboratuvar gibi. Özellikle sosyal
bilimler ve dalları açısından Türkiye’de örnek bir bölge, bakir sayılabilecek
bir alan. Topraktan Sofraya Sakarya Mutfağı, bu laboratuvarın verimli
çalışmalarından ve tarihten toplumbilimine, antropolojiden gastronomiye,
coğrafyadan nüfus hareketlerine bir dizi bilgi birikiminin işlenmiş, ete
kemiğe bürünmüş hali.
Coğrafyanın çok güçlü bir belirleyici olduğunu, göçün insanla ilgili her şeyi az çok
değiştirerek de olsa bir yerden başka bir yere taşıdığını unutmadan bakıldığında
bölgenin bunu haklı çıkaracak pek çok veriyi bağrında yaşattığı gerçeği kendiliğinden
ortaya çıkar.
Yemek ve mutfak kültürünün bütün belirleyicilerle el ele, değişerek yaşamaya devam
ettiğini gösteren örneklerle dolu olan bu kitap, “bereketli topraklar”da, insana bağlı,
insanla gelişen, insan emeği ve sevgisiyle kurulmuş “bereketli sofralar”a buyur ediyor
bizi.
“Bu çalışma, Evliyâ Çelebi’nin ‘Ağaç Denizi’ dediği bölgenin içinden sesleniyor bize.
Sakarya’nın verimli topraklarının, bereketli sularının ve onlarla beslenen sofraların
hikâyesini anlatıyor. Kentin tarımsal serüvenini, bu serüvene eşlik eden yerlilerini,
göçmenlerini ve damak hafızalarını, mutfaklarındaki kültürel zenginliği aktarıyor. Bunu
yaparken antropolojik bir bakış açısı kullanıyor. Yemeğin sosyo-kültürel anlamlarını
gösterdikten sonra okuyucuyu geleneksel tariflerle buluşturuyor, bir yandan da bizleri bu
tariflerden ilham alan şeflerin mutfağına konuk ediyor. Kısacası bu kitap, yemeği konu
edinen araştırmalar için derinlikli bir kaynak, heyecan verici öncü bir çalışma.”
-A. Nilhan Aras
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 63,75 | 63,75 |
2 | 33,15 | 66,30 |
3 | 22,53 | 67,58 |
6 | 11,48 | 68,85 |
9 | 7,79 | 70,13 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 63,75 | 63,75 |
2 | - | - |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |