Şair İstanbul'daydı! Nâzım Hikmet'in pek bilinmeyen ve uzun yıllar günışığına çıkmayan bir yolculuğunu
konu alıyor: Genç komünist şair, özellikle Ekim 1927 TKP tutuklamalarından sonra dağılan hücreleri bir
anlamda yeniden ayağa kaldırmak için İlyiç vapuruyla İstanbul'a illegal bir yolculuk yapıyor. Yolculuk
izlenimlerini de Moskova'daki Parti Dış Büro üyesi Hasan Âli Ediz'e yazdığı mektuplarda dile getiriyor.
Birkiye bu mektuplardan yola çıkarak, daha geniş bir zaman dilimini kapsayan bir kurmaca oluşturuyor.
Yatağında sırtüstü yatıyordu kımıldamadan, küçük pencereden yıldızlar ışıldıyordu, güvertede yatıp şöyle
yıldızlı gökyüzüne bakıp düşüncelere dalsaydı ya, bir ara gerçekten de ıslak ahşap zemine uzanıyordu ki
gecenin nemi onu korkuttu, ciğerleri sorunluydu, bir de hasta olmak vardı, gerek yoktu, nasılsa günler sonra
vapurun güvertesinde şiirlerini memleketinin suyuna havasına insanına doğru da haykırmıştı. Köprü'den
gelen bir araba sesiyle hayallerden sıyrılıp etrafına baktığında yalnızdı; Kamarot ne zaman gitmişti, hiç fark
etmemişti, yine dalıp gitmişim diye geçirdi içinden, bir gün daha bekleyecekti, bir gün daha, ertesi gün
şehrine ayak basacaktı, evet basacaktı, basmalıydı, yoldaşlarını bulmalıydı, karanlıktan yararlanarak
dışarıda olmanın keyfini çıkarabileceği kadar çıkarmış, sonra gecenin yarısında Marmara sularında hayalet
gibi demirlemiş vapurda, tek başına da olsa yürüme hürriyetini tadarak kamarasına dönmüştü, birine
görünme endişesi kalmamışsa da ışıklı gürültülü karşı kıyıların özlemini yüreğinde hissediyordu, bir gün
daha sabretmeliydi, bir gün daha...
Şair İstanbul'daydı! Nâzım Hikmet'in pek bilinmeyen ve uzun yıllar günışığına çıkmayan bir yolculuğunu
konu alıyor: Genç komünist şair, özellikle Ekim 1927 TKP tutuklamalarından sonra dağılan hücreleri bir
anlamda yeniden ayağa kaldırmak için İlyiç vapuruyla İstanbul'a illegal bir yolculuk yapıyor. Yolculuk
izlenimlerini de Moskova'daki Parti Dış Büro üyesi Hasan Âli Ediz'e yazdığı mektuplarda dile getiriyor.
Birkiye bu mektuplardan yola çıkarak, daha geniş bir zaman dilimini kapsayan bir kurmaca oluşturuyor.
Yatağında sırtüstü yatıyordu kımıldamadan, küçük pencereden yıldızlar ışıldıyordu, güvertede yatıp şöyle
yıldızlı gökyüzüne bakıp düşüncelere dalsaydı ya, bir ara gerçekten de ıslak ahşap zemine uzanıyordu ki
gecenin nemi onu korkuttu, ciğerleri sorunluydu, bir de hasta olmak vardı, gerek yoktu, nasılsa günler sonra
vapurun güvertesinde şiirlerini memleketinin suyuna havasına insanına doğru da haykırmıştı. Köprü'den
gelen bir araba sesiyle hayallerden sıyrılıp etrafına baktığında yalnızdı; Kamarot ne zaman gitmişti, hiç fark
etmemişti, yine dalıp gitmişim diye geçirdi içinden, bir gün daha bekleyecekti, bir gün daha, ertesi gün
şehrine ayak basacaktı, evet basacaktı, basmalıydı, yoldaşlarını bulmalıydı, karanlıktan yararlanarak
dışarıda olmanın keyfini çıkarabileceği kadar çıkarmış, sonra gecenin yarısında Marmara sularında hayalet
gibi demirlemiş vapurda, tek başına da olsa yürüme hürriyetini tadarak kamarasına dönmüştü, birine
görünme endişesi kalmamışsa da ışıklı gürültülü karşı kıyıların özlemini yüreğinde hissediyordu, bir gün
daha sabretmeliydi, bir gün daha...
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 39,00 | 39,00 |
2 | 20,28 | 40,56 |
3 | 13,78 | 41,34 |
6 | 7,02 | 42,12 |
9 | 4,77 | 42,90 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 39,00 | 39,00 |
2 | - | - |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |