Johhannes ayakta durmuş tepelere, çayırlara, kayalıklara, evlere bakıyordu, iskeleye, kıyı şamandırasına bağlı kendi küçük kayığına, iskeledeki ambarlara bakıyordu, yol boyunca uzanan evleri, kulübeleri gördü, bütün bunlar karşısında yoğun duygulara kapıldı, çünkü çayırlar ve geri kalanlar, bildiği ne varsa, onun bu dünyadaki yeriydi, onundu hepsi, tüm o tepeler, ambarlar, kıyıdaki kayalar ve onları bir daha hiç böyle göremeyeceği duygusuna kapıldı, ama içinde kalacaklardı, kendisi olarak, bir ses olarak, evet, neredeyse bir ses olarak içimde kalacak, diye düşündü Johannes, ellerini kaldırıp gözlerini ovuşturdu, hepsinin ötesinde gökyüzünde, her bir duvarda, her bir taşta, her şeyde bir pırıltı vardı, tüm tekneler parlıyordu ve artık anlamıyordu Johannes, bugün hiçbir şey eskisi gibi değildi, bir başkalık vardı, ama ne olabilir bu, diye düşünen Johannes anlayamıyordu
-Jon Fosse-
"Fosse, İbsen ve Beckett'le kıyaslanıyor. Ama bundan daha fazlası var: Fosse ateşli bir şiirsel yalınlıkla yazıyor."
-The New York Times-
"Fosse'nin yazdıkları hem çok yalın hem de çok derin. Anlatı tarzında uyumayan bir heyecan var. O, dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar herkesin içinde olduğu durumlar hakkında yazıyor."
-Bergens Tidende-
"Bir cerrah neşteri ne kadar hassas kullanıyorsa o da o kadar hassas yazıyor. Her gün olup biten şeyleri öylesine kendinden geçiren bir tarzda kesip biçiyor ki. Yaşamdan parçalar koparıyor ve onları bir an önce sergilemek üzere mikroskop altında inceliyor… bazen öylesine kopuk, bazen öylesine karanlık ki Kafka bile bu yazılanlar karşısında ürkerdi."
-Aftenposten-
Johhannes ayakta durmuş tepelere, çayırlara, kayalıklara, evlere bakıyordu, iskeleye, kıyı şamandırasına bağlı kendi küçük kayığına, iskeledeki ambarlara bakıyordu, yol boyunca uzanan evleri, kulübeleri gördü, bütün bunlar karşısında yoğun duygulara kapıldı, çünkü çayırlar ve geri kalanlar, bildiği ne varsa, onun bu dünyadaki yeriydi, onundu hepsi, tüm o tepeler, ambarlar, kıyıdaki kayalar ve onları bir daha hiç böyle göremeyeceği duygusuna kapıldı, ama içinde kalacaklardı, kendisi olarak, bir ses olarak, evet, neredeyse bir ses olarak içimde kalacak, diye düşündü Johannes, ellerini kaldırıp gözlerini ovuşturdu, hepsinin ötesinde gökyüzünde, her bir duvarda, her bir taşta, her şeyde bir pırıltı vardı, tüm tekneler parlıyordu ve artık anlamıyordu Johannes, bugün hiçbir şey eskisi gibi değildi, bir başkalık vardı, ama ne olabilir bu, diye düşünen Johannes anlayamıyordu
-Jon Fosse-
"Fosse, İbsen ve Beckett'le kıyaslanıyor. Ama bundan daha fazlası var: Fosse ateşli bir şiirsel yalınlıkla yazıyor."
-The New York Times-
"Fosse'nin yazdıkları hem çok yalın hem de çok derin. Anlatı tarzında uyumayan bir heyecan var. O, dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar herkesin içinde olduğu durumlar hakkında yazıyor."
-Bergens Tidende-
"Bir cerrah neşteri ne kadar hassas kullanıyorsa o da o kadar hassas yazıyor. Her gün olup biten şeyleri öylesine kendinden geçiren bir tarzda kesip biçiyor ki. Yaşamdan parçalar koparıyor ve onları bir an önce sergilemek üzere mikroskop altında inceliyor… bazen öylesine kopuk, bazen öylesine karanlık ki Kafka bile bu yazılanlar karşısında ürkerdi."
-Aftenposten-
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 13,50 | 13,50 |
2 | 7,02 | 14,04 |
3 | 4,77 | 14,31 |
6 | 2,43 | 14,58 |
9 | 1,65 | 14,85 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 13,50 | 13,50 |
2 | - | - |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |