COVID-19 salgını, bu salgının beraberinde getirdiği ekonomik ve sosyal yıkımın da tetiklemesiyle, insanların kendileriyle ve (her
türlü) ilişkileriyle ilgili birçok soruyu ve sorunu yeniden düşünmelerine neden oldu. Öncelikle COVID-19 hastalığı ve bu hastalığın
etkeni SARS-CoV-2 virüsü ile ilgili sorular önem kazandı. Gezegen ölçeğindeki bu salgınla savaşımda uluslararası örgütlerin ve
Dünya Sağlık Örgütü'nün işlevi ve işlevlerini yerine getirme kapasiteleri tartışmaların merkezinde yer aldı. İnsanların, salgının
atlatılması için umut olarak sunulan aşı ve ilaç konularına ilgileri artarken, endüstriyel tıbbın gerçekleriyle yüzleşmesi ilk kez
böylesine yaygın bir somutluk kazandı. Hastalığın bir tehdit olarak önemi anlaşıldıkça soruların kapsamı ve bağlamı değişmeye
başladı. Yaşama, canlılar âlemine ve insanların bu âlemdeki yerinden, virüsler ile canlılar âlemi arasındaki ilişkilere ve birlikte
evrimleşmeye dek türsel varoluşun soruları da yanıtlanmak üzere gündemdeki yerini aldı. COVID-19 salgınının toplumsal etkileri
arttıkça bir yandan inançlar ve işlerlikleri, bir yandan da insanlığın toplumsal düzeni ve işleyiş biçimlerinin böylesi tehditlerle baş
etmek için yeteri kadar güvenli olup olmadığı sorgulanır oldu. Dolayısıyla, insanların ruhsal durumları üzerindeki etkilerini kavrama
girişimi, salgınla savaşmanın ayrılmaz parçası haline geldi. Toplumların yönetim biçimlerinin insan ve insani değerlere bakışı
COVID-19 salgınıyla birlikte kimsenin yadsıyamayacağı bir biçimde aydınlandı; kapitalizm döngüsel krizlerini çoklukla yeni
teknolojiler ve yeni sömürü alanları yaratarak aşıyor olsa da kapitalist düzende krizlerin aşılmasının asıl rotasının insan-dışılık
olduğu bir kez daha açıkça ortaya çıktı. Neoliberal örüntüyle sarmalanmış dünya ekonomilerinin ve bu bağlamda Türkiye
kapitalizminin salgın döneminde derinleşen emek düşmanlığı ve örtülü/açık gericilikle işbirliği daha da görünür hale geldi. Bir
yandan bilimsel araştırmalarla salgını baskılama ya da yayılmasını önlemeönleme arayışları sürerken, bir yandan da salgının ortaya
çıkmasıyla katmerlenen ekonomik krizden siyasi ve ekonomik çıkış yolları için çözüm önerileri üretilmeye çalışılıyor. İnsanın tarih
yapıcı rolü yeniden biçimleniyor. COVID-19 krizinin bu çok boyutluluğu, ister istemez konunun değişik disiplinlerce ele alınmasını
ve farklı yaklaşımları gündeme getirdi. Bu kitap bubu babakış açısıyla hazırlandı ve her biri konusunda uzman değerli yazarların
katkılarıyla ortaya çıktı.
COVID-19 salgını, bu salgının beraberinde getirdiği ekonomik ve sosyal yıkımın da tetiklemesiyle, insanların kendileriyle ve (her
türlü) ilişkileriyle ilgili birçok soruyu ve sorunu yeniden düşünmelerine neden oldu. Öncelikle COVID-19 hastalığı ve bu hastalığın
etkeni SARS-CoV-2 virüsü ile ilgili sorular önem kazandı. Gezegen ölçeğindeki bu salgınla savaşımda uluslararası örgütlerin ve
Dünya Sağlık Örgütü'nün işlevi ve işlevlerini yerine getirme kapasiteleri tartışmaların merkezinde yer aldı. İnsanların, salgının
atlatılması için umut olarak sunulan aşı ve ilaç konularına ilgileri artarken, endüstriyel tıbbın gerçekleriyle yüzleşmesi ilk kez
böylesine yaygın bir somutluk kazandı. Hastalığın bir tehdit olarak önemi anlaşıldıkça soruların kapsamı ve bağlamı değişmeye
başladı. Yaşama, canlılar âlemine ve insanların bu âlemdeki yerinden, virüsler ile canlılar âlemi arasındaki ilişkilere ve birlikte
evrimleşmeye dek türsel varoluşun soruları da yanıtlanmak üzere gündemdeki yerini aldı. COVID-19 salgınının toplumsal etkileri
arttıkça bir yandan inançlar ve işlerlikleri, bir yandan da insanlığın toplumsal düzeni ve işleyiş biçimlerinin böylesi tehditlerle baş
etmek için yeteri kadar güvenli olup olmadığı sorgulanır oldu. Dolayısıyla, insanların ruhsal durumları üzerindeki etkilerini kavrama
girişimi, salgınla savaşmanın ayrılmaz parçası haline geldi. Toplumların yönetim biçimlerinin insan ve insani değerlere bakışı
COVID-19 salgınıyla birlikte kimsenin yadsıyamayacağı bir biçimde aydınlandı; kapitalizm döngüsel krizlerini çoklukla yeni
teknolojiler ve yeni sömürü alanları yaratarak aşıyor olsa da kapitalist düzende krizlerin aşılmasının asıl rotasının insan-dışılık
olduğu bir kez daha açıkça ortaya çıktı. Neoliberal örüntüyle sarmalanmış dünya ekonomilerinin ve bu bağlamda Türkiye
kapitalizminin salgın döneminde derinleşen emek düşmanlığı ve örtülü/açık gericilikle işbirliği daha da görünür hale geldi. Bir
yandan bilimsel araştırmalarla salgını baskılama ya da yayılmasını önlemeönleme arayışları sürerken, bir yandan da salgının ortaya
çıkmasıyla katmerlenen ekonomik krizden siyasi ve ekonomik çıkış yolları için çözüm önerileri üretilmeye çalışılıyor. İnsanın tarih
yapıcı rolü yeniden biçimleniyor. COVID-19 krizinin bu çok boyutluluğu, ister istemez konunun değişik disiplinlerce ele alınmasını
ve farklı yaklaşımları gündeme getirdi. Bu kitap bubu babakış açısıyla hazırlandı ve her biri konusunda uzman değerli yazarların
katkılarıyla ortaya çıktı.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 101,25 | 101,25 |
2 | 52,65 | 105,30 |
3 | 35,78 | 107,33 |
6 | 18,23 | 109,35 |
9 | 12,38 | 111,38 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 101,25 | 101,25 |
2 | - | - |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |