9789755392844
407744
ÖZNE VE İKTİDAR
ÖZNE VE İKTİDAR
79.80

Özne ve İktidar'da bir araya getirilen metinler, Descartes'tan günümüze Batı düşüncesinde neredeyse vazgeçilmez bir yer tutan özne ve bilinç

felsefesinin hâkimiyetini sarsan yeni bir düşünme biçimini temsil ediyor. 1960'lı yıllardan itibaren özellikle Nietzsche ve Heideggerin etkisiyle

ortaya çıkan bu yeni düşünme biçimi, Foucault'nun “antropolojizm” olarak adlandırdığı ve öncelikle insanı ve insan doğasını felsefi düşünce için

çıkış noktası olarak alan, özelde ise öznede ve bilinçte yoğunlaşan geleneği hedef alıyordu. Kendi yapıtlarında doğrudan doğruya özne sorununu

hedef alan Foucault'nun bu yeni eleştirel bakışta tuttuğu yer çok önemlidir. Öznel deneyimi açıklamak için öznenin ve bilincin değil, o deneyimi

kuran söylem ile söylemin karşılıklı ve kaçınılmaz bir ilişki içinde olduğu iktidar sistemlerinin, yani bilgi/iktidarın tarihsel bir analizini yapmak

gerektiğini gösteren Foucault, bir yandan iktidar ile öznellik arasındaki ayrılmaz ilişkinin altını çizmiş; öte yandan bu ilişkinin kurulmasında insan

bilimlerinin oynadığı rolü ortaya çıkararak çok güçlü bir bilim eleştirisi getirmiştir. Foucault'nun bu analizlerde geliştirdiği ve kullandığı iktidar

modeli klasikleşmiş siyaset felsefelerinin kullandığı modelden radikal biçimde farklıdır. Yeni bir iktidar anlayışından yola çıkan Foucault delilikten

suça, sağlıktan cinselliğe kadar daha önce üzerinde yeterince durulmamış deneyim biçimlerinin modern bireyin tanımlanmasında ne kadar önemli

bir rol oynadığını ve bu deneyim biçimlerinin kurulmasında iktidar ilişkileri ve tekniklerinin belirleyiciliğini göstermiştir. Bunanla birlikte Foucault

ısrarla bu belirleyiciliğin özgürlüğü ve iktidara karşı direnişi dışlamadığını, tersine iktidar ilişkisinin özünde yatan şeyin “özgürlüğün inadı”

olduğunu söyler. Foucault'ya göre özgürlüğün kullanımı bir “ahlaki özneleşme”, yani kendimizi özne olarak yeniden kurma biçimini almalı ve yeni

tahakküm biçimleri üretmeden iktidara karşı direnmeyi mümkün kılmalıdır. Siyaset felsefesi ve insan bilimlerinde bir çığır açan bu görüşlerin

incelikle işlendiği makale ve söyleşileri içeriyor Özne ve İktidar.Özne ve İktidar'da bir araya getirilen metinler, Descartes'tan günümüze Batı düşüncesinde neredeyse vazgeçilmez bir yer tutan özne ve bilinç
felsefesinin hâkimiyetini sarsan yeni bir düşünme biçimini temsil ediyor. 1960'lı yıllardan itibaren özellikle Nietzsche ve Heideggerin etkisiyle
ortaya çıkan bu yeni düşünme biçimi, Foucault'nun “antropolojizm” olarak adlandırdığı ve öncelikle insanı ve insan doğasını felsefi düşünce için
çıkış noktası olarak alan, özelde ise öznede ve bilinçte yoğunlaşan geleneği hedef alıyordu. Kendi yapıtlarında doğrudan doğruya özne sorununu
hedef alan Foucault'nun bu yeni eleştirel bakışta tuttuğu yer çok önemlidir. Öznel deneyimi açıklamak için öznenin ve bilincin değil, o deneyimi
kuran söylem ile söylemin karşılıklı ve kaçınılmaz bir ilişki içinde olduğu iktidar sistemlerinin, yani bilgi/iktidarın tarihsel bir analizini yapmak
gerektiğini gösteren Foucault, bir yandan iktidar ile öznellik arasındaki ayrılmaz ilişkinin altını çizmiş; öte yandan bu ilişkinin kurulmasında insan
bilimlerinin oynadığı rolü ortaya çıkararak çok güçlü bir bilim eleştirisi getirmiştir. Foucault'nun bu analizlerde geliştirdiği ve kullandığı iktidar
modeli klasikleşmiş siyaset felsefelerinin kullandığı modelden radikal biçimde farklıdır. Yeni bir iktidar anlayışından yola çıkan Foucault delilikten
suça, sağlıktan cinselliğe kadar daha önce üzerinde yeterince durulmamış deneyim biçimlerinin modern bireyin tanımlanmasında ne kadar önemli
bir rol oynadığını ve bu deneyim biçimlerinin kurulmasında iktidar ilişkileri ve tekniklerinin belirleyiciliğini göstermiştir. Bunanla birlikte Foucault
ısrarla bu belirleyiciliğin özgürlüğü ve iktidara karşı direnişi dışlamadığını, tersine iktidar ilişkisinin özünde yatan şeyin “özgürlüğün inadı”
olduğunu söyler. Foucault'ya göre özgürlüğün kullanımı bir “ahlaki özneleşme”, yani kendimizi özne olarak yeniden kurma biçimini almalı ve yeni
tahakküm biçimleri üretmeden iktidara karşı direnmeyi mümkün kılmalıdır. Siyaset felsefesi ve insan bilimlerinde bir çığır açan bu görüşlerin
incelikle işlendiği makale ve söyleşileri içeriyor Özne ve İktidar.%MCEPASTEBIN%

Özne ve İktidar'da bir araya getirilen metinler, Descartes'tan günümüze Batı düşüncesinde neredeyse vazgeçilmez bir yer tutan özne ve bilinç

felsefesinin hâkimiyetini sarsan yeni bir düşünme biçimini temsil ediyor. 1960'lı yıllardan itibaren özellikle Nietzsche ve Heideggerin etkisiyle

ortaya çıkan bu yeni düşünme biçimi, Foucault'nun “antropolojizm” olarak adlandırdığı ve öncelikle insanı ve insan doğasını felsefi düşünce için

çıkış noktası olarak alan, özelde ise öznede ve bilinçte yoğunlaşan geleneği hedef alıyordu. Kendi yapıtlarında doğrudan doğruya özne sorununu

hedef alan Foucault'nun bu yeni eleştirel bakışta tuttuğu yer çok önemlidir. Öznel deneyimi açıklamak için öznenin ve bilincin değil, o deneyimi

kuran söylem ile söylemin karşılıklı ve kaçınılmaz bir ilişki içinde olduğu iktidar sistemlerinin, yani bilgi/iktidarın tarihsel bir analizini yapmak

gerektiğini gösteren Foucault, bir yandan iktidar ile öznellik arasındaki ayrılmaz ilişkinin altını çizmiş; öte yandan bu ilişkinin kurulmasında insan

bilimlerinin oynadığı rolü ortaya çıkararak çok güçlü bir bilim eleştirisi getirmiştir. Foucault'nun bu analizlerde geliştirdiği ve kullandığı iktidar

modeli klasikleşmiş siyaset felsefelerinin kullandığı modelden radikal biçimde farklıdır. Yeni bir iktidar anlayışından yola çıkan Foucault delilikten

suça, sağlıktan cinselliğe kadar daha önce üzerinde yeterince durulmamış deneyim biçimlerinin modern bireyin tanımlanmasında ne kadar önemli

bir rol oynadığını ve bu deneyim biçimlerinin kurulmasında iktidar ilişkileri ve tekniklerinin belirleyiciliğini göstermiştir. Bunanla birlikte Foucault

ısrarla bu belirleyiciliğin özgürlüğü ve iktidara karşı direnişi dışlamadığını, tersine iktidar ilişkisinin özünde yatan şeyin “özgürlüğün inadı”

olduğunu söyler. Foucault'ya göre özgürlüğün kullanımı bir “ahlaki özneleşme”, yani kendimizi özne olarak yeniden kurma biçimini almalı ve yeni

tahakküm biçimleri üretmeden iktidara karşı direnmeyi mümkün kılmalıdır. Siyaset felsefesi ve insan bilimlerinde bir çığır açan bu görüşlerin

incelikle işlendiği makale ve söyleşileri içeriyor Özne ve İktidar.Özne ve İktidar'da bir araya getirilen metinler, Descartes'tan günümüze Batı düşüncesinde neredeyse vazgeçilmez bir yer tutan özne ve bilinç
felsefesinin hâkimiyetini sarsan yeni bir düşünme biçimini temsil ediyor. 1960'lı yıllardan itibaren özellikle Nietzsche ve Heideggerin etkisiyle
ortaya çıkan bu yeni düşünme biçimi, Foucault'nun “antropolojizm” olarak adlandırdığı ve öncelikle insanı ve insan doğasını felsefi düşünce için
çıkış noktası olarak alan, özelde ise öznede ve bilinçte yoğunlaşan geleneği hedef alıyordu. Kendi yapıtlarında doğrudan doğruya özne sorununu
hedef alan Foucault'nun bu yeni eleştirel bakışta tuttuğu yer çok önemlidir. Öznel deneyimi açıklamak için öznenin ve bilincin değil, o deneyimi
kuran söylem ile söylemin karşılıklı ve kaçınılmaz bir ilişki içinde olduğu iktidar sistemlerinin, yani bilgi/iktidarın tarihsel bir analizini yapmak
gerektiğini gösteren Foucault, bir yandan iktidar ile öznellik arasındaki ayrılmaz ilişkinin altını çizmiş; öte yandan bu ilişkinin kurulmasında insan
bilimlerinin oynadığı rolü ortaya çıkararak çok güçlü bir bilim eleştirisi getirmiştir. Foucault'nun bu analizlerde geliştirdiği ve kullandığı iktidar
modeli klasikleşmiş siyaset felsefelerinin kullandığı modelden radikal biçimde farklıdır. Yeni bir iktidar anlayışından yola çıkan Foucault delilikten
suça, sağlıktan cinselliğe kadar daha önce üzerinde yeterince durulmamış deneyim biçimlerinin modern bireyin tanımlanmasında ne kadar önemli
bir rol oynadığını ve bu deneyim biçimlerinin kurulmasında iktidar ilişkileri ve tekniklerinin belirleyiciliğini göstermiştir. Bunanla birlikte Foucault
ısrarla bu belirleyiciliğin özgürlüğü ve iktidara karşı direnişi dışlamadığını, tersine iktidar ilişkisinin özünde yatan şeyin “özgürlüğün inadı”
olduğunu söyler. Foucault'ya göre özgürlüğün kullanımı bir “ahlaki özneleşme”, yani kendimizi özne olarak yeniden kurma biçimini almalı ve yeni
tahakküm biçimleri üretmeden iktidara karşı direnmeyi mümkün kılmalıdır. Siyaset felsefesi ve insan bilimlerinde bir çığır açan bu görüşlerin
incelikle işlendiği makale ve söyleşileri içeriyor Özne ve İktidar.%MCEPASTEBIN%

Garanti Bankası Kartları
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 79,80    79,80   
2 41,50    82,99   
3 28,20    84,59   
6 14,36    86,18   
9 9,75    87,78   
Diğer Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 79,80    79,80   
2 -    -   
3 -    -   
6 -    -   
9 -    -   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat