Mutlulukla hüzün, huzurla huzursuzluk, ilgiyle kayıtsızlık ve bunların okuyucunun iç dünyasında duyumsattığı karşıt duygular arasında yaptığı keskin geçişlerle beliren “Yumuşak Oda”daki öyküler… Dinçer Apaydın’dan, günü gününü tutmayan gündelik hayatın getirdikleri gibi, kurgusuyla okuru sarsan, karakterlerin yalnızlaştığı, yorulduğu, korktuğu ya da çıldırdığı; herkesin içinde rastlanabilecek, kendilerinin inşa ettiği türden bir yerin öyküleri…
“Korsanlar Seyir Defteri Tutmaz”da kurulan çizgisel değil, döngüsel dünya. Ergin Çiftçi’nin öykü yazdığını hissettirmeyen içtenliği ve anlatımındaki şiirsellik, cümlelerinde hissedilen Türkçe’nin çiçeklenişi. Yaşamın ta kendisinin var ettiği döngü ve bunu anlayan öznenin anıların çekiminde hep derinlere gidişi…
İzleri süren anlatıcının kendi de bir iz olan Boş Pencere’den gördükleri, yokluğa varlık kazandıran kelimeler... Bekir Şakir Konyalı’nın “Hem nedir yazmak, hatırlamaktan başka?” şeklindeki uyarıcı retorik soru ile varlığın hâllerini bellek üzerinden kurgulayan, insanın toplumla karşılaşması sürecindeki ağırlığı duyuran öyküleri…
“Parmak Hesabıyla İki Kişi”, hangi açıdan yaklaşılırsa yaklaşılsın ilgiyi hak eden bir ilk kitap. Dil duyarlılığı kadar düşünce coğrafyasını da geniş tutmaya çalışan, öykünün anlatma zeminini hiç yitirmeden farklı dünyaların, farklı çevrelerin, farklı yaş gruplarının öyküleri…
“İyiler ve Galipler” görünürde birbirinden bağımsız iki ihtiyarın öyküsü… İlk öykü kitabında bulutları dağıtmayan, karanlığı yırtmayan; belirsizliği kurgulayan Harun Bora Tunç’un; yazgı rüzgârının sonuna bıraktığı talihinde başına gelecekleri kabul etmeye hazırlanan ve daha müdahaleci, daha kontrolcü tutumuyla sorumluluğu üstlenmeye çalışan karakterleri…
Öykülerin merkezinde taşra, kasaba ve kırsal çevrenin yer aldığı “Sesin Sahibi”… Genç bir öykücü olan Evren Uzar’ın klasik öykü geleneğindeki çizgisel anlatımı değil, özgün bir biçimde geliştirip kullandığı konuşma ve diyaloglar üzerinden ilerleyen metinlerinde, dolaylı anlatımdaki çokseslilik…
Öykünün şiire saygı duruşu denebilecek bir kitap, “Saklı”. Ergin Çiftçi’nin, “Korsanlar Seyir Defteri Tutmaz”daki öykülerden hayli farklı bir yolda ilerlediği, birbirinin izini süren on beş öykü… Okurun “Katil kim?” sorusuyla uyanan merakını, birbirinin içine geçen yaşamların açtığı patikalara sürükleyen, bir dizenin peşine düşülen bir uzun öykü…
Öykü Setinde yer alan kitaplar:
-“Yumuşak Oda“, Dinçer Apaydın
-“Korsanlar Seyir Defteri Tutmaz”, Ergin Çiftçi
-“Boş Pencere”, Bekir Şakir Konyalı
-“Parmak Hesabıyla İki Kişi”, Ahmet Balcı
-“İyiler ve Galipler”, Harun Bora Tunç
-“Sesin Sahibi”, Evren Uzar
-“Saklı”, Ergin Çiftçi
Mutlulukla hüzün, huzurla huzursuzluk, ilgiyle kayıtsızlık ve bunların okuyucunun iç dünyasında duyumsattığı karşıt duygular arasında yaptığı keskin geçişlerle beliren “Yumuşak Oda”daki öyküler… Dinçer Apaydın’dan, günü gününü tutmayan gündelik hayatın getirdikleri gibi, kurgusuyla okuru sarsan, karakterlerin yalnızlaştığı, yorulduğu, korktuğu ya da çıldırdığı; herkesin içinde rastlanabilecek, kendilerinin inşa ettiği türden bir yerin öyküleri…
“Korsanlar Seyir Defteri Tutmaz”da kurulan çizgisel değil, döngüsel dünya. Ergin Çiftçi’nin öykü yazdığını hissettirmeyen içtenliği ve anlatımındaki şiirsellik, cümlelerinde hissedilen Türkçe’nin çiçeklenişi. Yaşamın ta kendisinin var ettiği döngü ve bunu anlayan öznenin anıların çekiminde hep derinlere gidişi…
İzleri süren anlatıcının kendi de bir iz olan Boş Pencere’den gördükleri, yokluğa varlık kazandıran kelimeler... Bekir Şakir Konyalı’nın “Hem nedir yazmak, hatırlamaktan başka?” şeklindeki uyarıcı retorik soru ile varlığın hâllerini bellek üzerinden kurgulayan, insanın toplumla karşılaşması sürecindeki ağırlığı duyuran öyküleri…
“Parmak Hesabıyla İki Kişi”, hangi açıdan yaklaşılırsa yaklaşılsın ilgiyi hak eden bir ilk kitap. Dil duyarlılığı kadar düşünce coğrafyasını da geniş tutmaya çalışan, öykünün anlatma zeminini hiç yitirmeden farklı dünyaların, farklı çevrelerin, farklı yaş gruplarının öyküleri…
“İyiler ve Galipler” görünürde birbirinden bağımsız iki ihtiyarın öyküsü… İlk öykü kitabında bulutları dağıtmayan, karanlığı yırtmayan; belirsizliği kurgulayan Harun Bora Tunç’un; yazgı rüzgârının sonuna bıraktığı talihinde başına gelecekleri kabul etmeye hazırlanan ve daha müdahaleci, daha kontrolcü tutumuyla sorumluluğu üstlenmeye çalışan karakterleri…
Öykülerin merkezinde taşra, kasaba ve kırsal çevrenin yer aldığı “Sesin Sahibi”… Genç bir öykücü olan Evren Uzar’ın klasik öykü geleneğindeki çizgisel anlatımı değil, özgün bir biçimde geliştirip kullandığı konuşma ve diyaloglar üzerinden ilerleyen metinlerinde, dolaylı anlatımdaki çokseslilik…
Öykünün şiire saygı duruşu denebilecek bir kitap, “Saklı”. Ergin Çiftçi’nin, “Korsanlar Seyir Defteri Tutmaz”daki öykülerden hayli farklı bir yolda ilerlediği, birbirinin izini süren on beş öykü… Okurun “Katil kim?” sorusuyla uyanan merakını, birbirinin içine geçen yaşamların açtığı patikalara sürükleyen, bir dizenin peşine düşülen bir uzun öykü…
Öykü Setinde yer alan kitaplar:
-“Yumuşak Oda“, Dinçer Apaydın
-“Korsanlar Seyir Defteri Tutmaz”, Ergin Çiftçi
-“Boş Pencere”, Bekir Şakir Konyalı
-“Parmak Hesabıyla İki Kişi”, Ahmet Balcı
-“İyiler ve Galipler”, Harun Bora Tunç
-“Sesin Sahibi”, Evren Uzar
-“Saklı”, Ergin Çiftçi
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 101,25 | 101,25 |
2 | 52,65 | 105,30 |
3 | 35,78 | 107,33 |
6 | 18,23 | 109,35 |
9 | 12,38 | 111,38 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 101,25 | 101,25 |
2 | - | - |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |