Dedem Korkudun Kitabı Türk nesrinin zirve eserlerindendir. Emîr Nizâmeddîn ‘Alî Şêr-i Nevâyî [1441-1501]’nin Nesâyimü’l-Mahabbe min Şemâyimi’l-Fütüvve (Herat 1496) adlı eserinde Korkut Ata için şu ifadeler geçmektedir: “Türk ulusu arasında şöhreti, şöhrete ihtiyacı olandan daha çoktur. Kendisinden yıllar önceki geçmişi ve yıllar sonraki geleceği bilmesiyle meşhurdur. Öğüt karışık özlü sözleri halk arasındadır.” ‘Atebetü’l-Hakâyık gibi kendisi dışındaki eserlerde kendisinden iz yazarından kayıt yok. Yazarının doğduğu yerin adı açık yeri seçik değil. Eser ortada yılı yazılı değil. Sanki nüfus kâğıdı kayıp bir insan. Kütüphanenizde bir yere koyuyorsunuz, ama tarih içinde bir yere koyamıyorsunuz. İçinize siniyor oturtacak yer bulamıyorsunuz. Bu kitabın içerisindeki metinlerin coğrafyası var mekânı yok. Zamanı var tarihi yok. Yaşanmışsa belgeleyemiyorsunuz yaşanmamıştır diyemiyorsunuz. Artık bu birikimlik hafızada bir kimlik olmuş. Kişisi belli yeri belli zamanı belli ağıtlar gibi. Bir ateş topu olarak doğuyor, yanıyor yakıyor. Sonra belge kısmı unutuluyor ama insanın gönlünü efkârlandırıp yandırması içini aydınlatıp ferahlatması devam ediyor. Gönülden dile, hafızadan kulaklara akıp gidiyor. Sahipliyken sahipsiz kalmış gibi gözüküyor ama herkesin malı oluyor. Elinizdeki kitapta; karar ve hükümlerin Korkut Ata’nın hikmetleriyle dile getirildiği Kazan Bey Oğuz-nâmesi’nin ve Kitâbı Dedem Korkud ‘alâ lisânı Tâife-yi Oğuzân’ın metni yer almakta ve bu metin etrafında Türkbilimiyle ilgili 400’ün üzerinde mesele ele alınıp tartışılmaktadır…
Dedem Korkudun Kitabı Türk nesrinin zirve eserlerindendir. Emîr Nizâmeddîn ‘Alî Şêr-i Nevâyî [1441-1501]’nin Nesâyimü’l-Mahabbe min Şemâyimi’l-Fütüvve (Herat 1496) adlı eserinde Korkut Ata için şu ifadeler geçmektedir: “Türk ulusu arasında şöhreti, şöhrete ihtiyacı olandan daha çoktur. Kendisinden yıllar önceki geçmişi ve yıllar sonraki geleceği bilmesiyle meşhurdur. Öğüt karışık özlü sözleri halk arasındadır.” ‘Atebetü’l-Hakâyık gibi kendisi dışındaki eserlerde kendisinden iz yazarından kayıt yok. Yazarının doğduğu yerin adı açık yeri seçik değil. Eser ortada yılı yazılı değil. Sanki nüfus kâğıdı kayıp bir insan. Kütüphanenizde bir yere koyuyorsunuz, ama tarih içinde bir yere koyamıyorsunuz. İçinize siniyor oturtacak yer bulamıyorsunuz. Bu kitabın içerisindeki metinlerin coğrafyası var mekânı yok. Zamanı var tarihi yok. Yaşanmışsa belgeleyemiyorsunuz yaşanmamıştır diyemiyorsunuz. Artık bu birikimlik hafızada bir kimlik olmuş. Kişisi belli yeri belli zamanı belli ağıtlar gibi. Bir ateş topu olarak doğuyor, yanıyor yakıyor. Sonra belge kısmı unutuluyor ama insanın gönlünü efkârlandırıp yandırması içini aydınlatıp ferahlatması devam ediyor. Gönülden dile, hafızadan kulaklara akıp gidiyor. Sahipliyken sahipsiz kalmış gibi gözüküyor ama herkesin malı oluyor. Elinizdeki kitapta; karar ve hükümlerin Korkut Ata’nın hikmetleriyle dile getirildiği Kazan Bey Oğuz-nâmesi’nin ve Kitâbı Dedem Korkud ‘alâ lisânı Tâife-yi Oğuzân’ın metni yer almakta ve bu metin etrafında Türkbilimiyle ilgili 400’ün üzerinde mesele ele alınıp tartışılmaktadır…
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 37,50 | 37,50 |
2 | 19,50 | 39,00 |
3 | 13,25 | 39,75 |
6 | 6,75 | 40,50 |
9 | 4,58 | 41,25 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 37,50 | 37,50 |
2 | - | - |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |