Muhafazakârlık, Avrupa’da kapitalist modernleşme süreci karşısında, bu sürecin çözdüğü toplumsal, kültürel, siyasi ve dinî tüm yapıların anlam ve sürekliliği adına gösterilen bir tepkidir. Türkiye’de ise muhafazakârlığın varlığı, modern Türkiye’nin
doğuşuyla ortaya çıkmış ve cumhuriyetin ürettiği bir zeminde siyasal ve felsefi bir dil olarak berraklaşmıştır. Türkiye’de muhafazakâr düşüncenin belirginleştiği temel alan Batılılaşma tartışmaları ekseninde ortaya çıkmıştır. Batılılaşma çerçevesinde yeni bir millî kimlik inşa etme amacıyla gerçekleştirilen inkılaplara yönelik Türk muhafazakârlığı, bu inkılapların görmezden geldiği toplumsal hassasiyetlerin korunmasını esas alan ve ilerlemeyi farklı bir kulvardan izleyen bir modernleşme tasavvuruna sahip olmuştur. Türkiye’de Cumhuriyet ile birlikte inşa edilmeye çalışılan ulus-devlet nşasının merkezileşmeye, kültürü standartlaştırmaya ve toplumun homojenleştirilmesine dayanan bir süreç oluşunun Türkiye’de yarattığı gerilimler özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde farklı gerilimler ve farklı dirençler ortaya çıkarmıştır. Bu da Türkiye’de muhafazakârlığın tek boyutta yaşanmadığını, farklı dinamiklerle ele alınması gerekliliğini göstermiştir. Araştırmanın örnek alanı olarak belirlenen Siirt ile Türkiye’de muhafazakârlığın belli bir “yere” bağlı olarak irdelenmesi ve “yerel” olanın sosyolojik bilgisine ulaşılması amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemi ve yarı-yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılarak, 36 kişi ile gerçekleştirilen derinlemesine mülakatlar neticesinde muhafazakârlığın belli bir “yer” e özgü olarak aldığı farklı biçimsellikler, mekânda yaşayan insanların toplumsal ilişkileri üzerinden ele alınmıştır. Elde edilen görüşme verileri fenomenolojik araştırma desenine bağlı kalınarak, betimsel olarak analiz edilmiştir. Görüşmeler neticesinde dinî, kültürel ve siyasal muhafazakârlığa yönelik yerel farklılıkları serimleyen önemli temalar ortaya çıkmıştır.
Bu çalışma Muhafazakârlığın Yerel Görünümleri Siirt Örneği başlığı ile Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde hazırlanmıştır. Çalışmanın bu kıvama gelerek bir bütünlük kazanmasında pek çok kişinin emeği bulunmaktadır, onlara teşekkür etmeyi kendime bir borç bilirim. Öncelikle yüksek lisanstan bu yana öğrencisi olmaktan ve hem yüksek lisans hem de doktora sürecimi beraber yürütmekten son derece mutluluk duyduğum, bunca yıllık süre içerisinde hoşgörüsüne, engin fikirlerine ve anlayışına mazhar olduğum saygıdeğer hocam Prof. Dr. Mahmut Hakkı AKIN’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Yüksek lisanstan bu yana akademik hayatıma kattığı her bilgi ve değer için kıymetli hocam Prof. Dr. Ahmet KOYUNCU’ya, değerli hocam Doç. Dr. Uğur ÇAĞLAK’a teşekkürlerimi sunarım. Çalışmama büyük ilgi göstererek Siirt’i daha iyi tanımamda ve araştırmamın ana hatlarının çizilmesinde emekleri olan, kıymetli fikir ve görüşlerini benimle paylaşan saygıdeğer hocalarım Prof. Dr. İhsan Süreyya SIRMA’ya ve Prof. Dr. Yasin AKTAY’a şükranlarımı sunarım. Öte yandan Siirt Üniversitesi’nde birlikte mesai yaptığım kıymetli hocalarıma, personelimize, Siirt halkına ve saha çalışmasının gizli kahramanları olan katılımcılarıma da tüm emek ve içtenlikleri için teşekkür ederim. Son olarak, anneme ve babama, zorlu sürecimde bana verdikleri sonsuz destek için ve bugüne kadar bana kattıkları her şey için minnettarım. Eğitim ve akademik hayatımda sabırla ve inanarak benden desteğini hiçbir zaman esirgemeyen kıymetli
eşim Osman’a ve Siirt’in bize biricik hediyesi olan, O’na daha iyi bir gelecek bırakmak için çabaladığım sevgili kızım Zeynep Fatıma’ya tüm kalbimle teşekkür ederim.
Muhafazakârlık, Avrupa’da kapitalist modernleşme süreci karşısında, bu sürecin çözdüğü toplumsal, kültürel, siyasi ve dinî tüm yapıların anlam ve sürekliliği adına gösterilen bir tepkidir. Türkiye’de ise muhafazakârlığın varlığı, modern Türkiye’nin
doğuşuyla ortaya çıkmış ve cumhuriyetin ürettiği bir zeminde siyasal ve felsefi bir dil olarak berraklaşmıştır. Türkiye’de muhafazakâr düşüncenin belirginleştiği temel alan Batılılaşma tartışmaları ekseninde ortaya çıkmıştır. Batılılaşma çerçevesinde yeni bir millî kimlik inşa etme amacıyla gerçekleştirilen inkılaplara yönelik Türk muhafazakârlığı, bu inkılapların görmezden geldiği toplumsal hassasiyetlerin korunmasını esas alan ve ilerlemeyi farklı bir kulvardan izleyen bir modernleşme tasavvuruna sahip olmuştur. Türkiye’de Cumhuriyet ile birlikte inşa edilmeye çalışılan ulus-devlet nşasının merkezileşmeye, kültürü standartlaştırmaya ve toplumun homojenleştirilmesine dayanan bir süreç oluşunun Türkiye’de yarattığı gerilimler özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde farklı gerilimler ve farklı dirençler ortaya çıkarmıştır. Bu da Türkiye’de muhafazakârlığın tek boyutta yaşanmadığını, farklı dinamiklerle ele alınması gerekliliğini göstermiştir. Araştırmanın örnek alanı olarak belirlenen Siirt ile Türkiye’de muhafazakârlığın belli bir “yere” bağlı olarak irdelenmesi ve “yerel” olanın sosyolojik bilgisine ulaşılması amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemi ve yarı-yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılarak, 36 kişi ile gerçekleştirilen derinlemesine mülakatlar neticesinde muhafazakârlığın belli bir “yer” e özgü olarak aldığı farklı biçimsellikler, mekânda yaşayan insanların toplumsal ilişkileri üzerinden ele alınmıştır. Elde edilen görüşme verileri fenomenolojik araştırma desenine bağlı kalınarak, betimsel olarak analiz edilmiştir. Görüşmeler neticesinde dinî, kültürel ve siyasal muhafazakârlığa yönelik yerel farklılıkları serimleyen önemli temalar ortaya çıkmıştır.
Bu çalışma Muhafazakârlığın Yerel Görünümleri Siirt Örneği başlığı ile Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde hazırlanmıştır. Çalışmanın bu kıvama gelerek bir bütünlük kazanmasında pek çok kişinin emeği bulunmaktadır, onlara teşekkür etmeyi kendime bir borç bilirim. Öncelikle yüksek lisanstan bu yana öğrencisi olmaktan ve hem yüksek lisans hem de doktora sürecimi beraber yürütmekten son derece mutluluk duyduğum, bunca yıllık süre içerisinde hoşgörüsüne, engin fikirlerine ve anlayışına mazhar olduğum saygıdeğer hocam Prof. Dr. Mahmut Hakkı AKIN’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Yüksek lisanstan bu yana akademik hayatıma kattığı her bilgi ve değer için kıymetli hocam Prof. Dr. Ahmet KOYUNCU’ya, değerli hocam Doç. Dr. Uğur ÇAĞLAK’a teşekkürlerimi sunarım. Çalışmama büyük ilgi göstererek Siirt’i daha iyi tanımamda ve araştırmamın ana hatlarının çizilmesinde emekleri olan, kıymetli fikir ve görüşlerini benimle paylaşan saygıdeğer hocalarım Prof. Dr. İhsan Süreyya SIRMA’ya ve Prof. Dr. Yasin AKTAY’a şükranlarımı sunarım. Öte yandan Siirt Üniversitesi’nde birlikte mesai yaptığım kıymetli hocalarıma, personelimize, Siirt halkına ve saha çalışmasının gizli kahramanları olan katılımcılarıma da tüm emek ve içtenlikleri için teşekkür ederim. Son olarak, anneme ve babama, zorlu sürecimde bana verdikleri sonsuz destek için ve bugüne kadar bana kattıkları her şey için minnettarım. Eğitim ve akademik hayatımda sabırla ve inanarak benden desteğini hiçbir zaman esirgemeyen kıymetli
eşim Osman’a ve Siirt’in bize biricik hediyesi olan, O’na daha iyi bir gelecek bırakmak için çabaladığım sevgili kızım Zeynep Fatıma’ya tüm kalbimle teşekkür ederim.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 195,00 | 195,00 |
2 | 101,40 | 202,80 |
3 | 68,90 | 206,70 |
6 | 35,10 | 210,60 |
9 | 23,83 | 214,50 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 195,00 | 195,00 |
2 | - | - |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |