Gündelik Hayata Direnmek Kitap Açıklaması
Süreyya Karacabey’in altmış sekiz yazısını bir araya getiren bu kitap, gündelik hayata direnişi temsil eden bir kurgu şaheseridir. Yazarın düşünsel izleğindeki tutarlılık hem Türkiye’de esaslı bir geleneği içeren o kadim hegemonik entelijensiya ile uzlaşmayı reddetmesi hem de dolaysız pratik siyasal tutumun daimi püritenliğinden azade kalmayı tercih etmesi nedeniyle bir kültür sosyolojisi ve tarih eleştirisi sunuyor.
Altmış sekiz “küçük” somut olayı değerlendiren birbirinden bağımsız altmış sekiz yazının kurduğu bütünlük, yaşadığımız dünyanın gerçeğine ilişkin daha yüksek bir somutluğu gösteriyor.
“Gündelik Hayata Direnmek” büyük anlatıların o teorik diliyle, gündelik hayatın vahametini dışa vuran o sıradan insanın acısının-saf acı dili arasındaki kalın duvarları yıkma işini de üstleniyor. Gündelik hayattaki sıradan acının sıradanlaştırılma, perdelenme süreçlerine itirazı dile getiriyor.
« Zamanı, kim ve nasıl ölçüyorsa öyle ölçmesin. Tarihi kim, nasıl yazıyorsa artık yazmasın. Her şey bir süre birbirine karışsın, çok zeki soyutlamalarla iyice sefilleşen düşünce, her çeşit sonucu bir nedene bağlayan pespayeliğinden kurtulsun. Bu çeşit bilmelerin bir eziyet biçiminden, iktidarla bütünleşmekten başka hiçbir şey olmadığı dağlara yazılsın. Kendini, başkalarının acılarına kayıtsız bir yerde var edebilmek için her türlü kötülüğü yapabilen akıllı insanın kıçına akıl dışı bir tekme atılsın ve ona sorulsun: ruhunu satmayı nerede öğrendin? »
« Evlerinizi kaleleriniz olarak kutsar ve size öğretilmiş akıllarla içine girer, nesnelerden medet umar ve infilak etmiş kalbinizi görmezsiniz. Rahatı sevmenin, küçük düzenleriniz bozulmasın diye verdiğiniz ödünlerin aslında sistemle ittifakın en karanlık bölgeleri olduğunu düşünmezsiniz. »
Gündelik Hayata Direnmek Kitap Açıklaması
Süreyya Karacabey’in altmış sekiz yazısını bir araya getiren bu kitap, gündelik hayata direnişi temsil eden bir kurgu şaheseridir. Yazarın düşünsel izleğindeki tutarlılık hem Türkiye’de esaslı bir geleneği içeren o kadim hegemonik entelijensiya ile uzlaşmayı reddetmesi hem de dolaysız pratik siyasal tutumun daimi püritenliğinden azade kalmayı tercih etmesi nedeniyle bir kültür sosyolojisi ve tarih eleştirisi sunuyor.
Altmış sekiz “küçük” somut olayı değerlendiren birbirinden bağımsız altmış sekiz yazının kurduğu bütünlük, yaşadığımız dünyanın gerçeğine ilişkin daha yüksek bir somutluğu gösteriyor.
“Gündelik Hayata Direnmek” büyük anlatıların o teorik diliyle, gündelik hayatın vahametini dışa vuran o sıradan insanın acısının-saf acı dili arasındaki kalın duvarları yıkma işini de üstleniyor. Gündelik hayattaki sıradan acının sıradanlaştırılma, perdelenme süreçlerine itirazı dile getiriyor.
« Zamanı, kim ve nasıl ölçüyorsa öyle ölçmesin. Tarihi kim, nasıl yazıyorsa artık yazmasın. Her şey bir süre birbirine karışsın, çok zeki soyutlamalarla iyice sefilleşen düşünce, her çeşit sonucu bir nedene bağlayan pespayeliğinden kurtulsun. Bu çeşit bilmelerin bir eziyet biçiminden, iktidarla bütünleşmekten başka hiçbir şey olmadığı dağlara yazılsın. Kendini, başkalarının acılarına kayıtsız bir yerde var edebilmek için her türlü kötülüğü yapabilen akıllı insanın kıçına akıl dışı bir tekme atılsın ve ona sorulsun: ruhunu satmayı nerede öğrendin? »
« Evlerinizi kaleleriniz olarak kutsar ve size öğretilmiş akıllarla içine girer, nesnelerden medet umar ve infilak etmiş kalbinizi görmezsiniz. Rahatı sevmenin, küçük düzenleriniz bozulmasın diye verdiğiniz ödünlerin aslında sistemle ittifakın en karanlık bölgeleri olduğunu düşünmezsiniz. »
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 48,75 | 48,75 |
2 | 25,35 | 50,70 |
3 | 17,23 | 51,68 |
6 | 8,78 | 52,65 |
9 | 5,96 | 53,63 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 48,75 | 48,75 |
2 | - | - |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |