Bu kitap, Sosyoloji disiplininin kurucularindan Émile Durkheim’in sosyolojizm ekolünün sinirlarini belirlemeye çalistigi üç büyük eserinin en önemlisidir. Toplumsal Isbölümü ve Intihar isimli ilk iki eserinde toplumun, bütün kurumlari, düsünce tarzlarini ve düzeni belirleyen etkili ve yetkili güç oldugunu ortaya koyarken bu eserinde dini de nihayetinde toplumun bir islevi, toplum için var olan en önemli ve belirleyici kurum olarak tanimlar. Çagdasi birçok sosyologdan farkli olarak dini hurafeler yigini deyip geçistirmemistir Durkheim. Toplumdaki islevlerini büyük bir ciddiyetle ve gündelik hayata yansimalariyla birlikte detayli biçimde izlemeye çalismistir.
Tarihsel süreç boyunca sayisiz kültürel baglam içinde farkli birçok forma büründügü için temel halinden sapmis olan modern dinlerden yola çikarak din olgusunun anlasilamayacagi tezinden hareket eder. Ona göre kökeni, tanimi ve temel karakteristigiyle din olgusunu anlamamizi mümkün kilacak yol, dinsel düsünce ve pratigin gözlemlenebilir, incelenebilir en basit, ilksel biçimlerine inebilmekten geçer. Acaba binlerce yil önce dogmus olan dinin bu ilk biçimini görebilir miyiz?
Durkheim, henüz medeniyetle tanismamis olan ve ilkel bir hayat sürdüren Avustralya kabilelerinin dinlerinin de en az etkilesime maruz kaldigi için ilk hallerini korudugu varsayimini kitap boyunca temel almistir. Dinsel düsüncenin kökeniyle ilgili kendine özgü bu yöntemi tartisilmayi hak ediyor kuskusuz. Kitap boyunca tartisilan kutsal ve profan ayrimi ile totemik ilkeyi toplumla özdeslestiren yaklasimi Durkheim’in din sosyolojisinin özgün yanlarini olusturur.
Bu kitap, Sosyoloji disiplininin kurucularindan Émile Durkheim’in sosyolojizm ekolünün sinirlarini belirlemeye çalistigi üç büyük eserinin en önemlisidir. Toplumsal Isbölümü ve Intihar isimli ilk iki eserinde toplumun, bütün kurumlari, düsünce tarzlarini ve düzeni belirleyen etkili ve yetkili güç oldugunu ortaya koyarken bu eserinde dini de nihayetinde toplumun bir islevi, toplum için var olan en önemli ve belirleyici kurum olarak tanimlar. Çagdasi birçok sosyologdan farkli olarak dini hurafeler yigini deyip geçistirmemistir Durkheim. Toplumdaki islevlerini büyük bir ciddiyetle ve gündelik hayata yansimalariyla birlikte detayli biçimde izlemeye çalismistir.
Tarihsel süreç boyunca sayisiz kültürel baglam içinde farkli birçok forma büründügü için temel halinden sapmis olan modern dinlerden yola çikarak din olgusunun anlasilamayacagi tezinden hareket eder. Ona göre kökeni, tanimi ve temel karakteristigiyle din olgusunu anlamamizi mümkün kilacak yol, dinsel düsünce ve pratigin gözlemlenebilir, incelenebilir en basit, ilksel biçimlerine inebilmekten geçer. Acaba binlerce yil önce dogmus olan dinin bu ilk biçimini görebilir miyiz?
Durkheim, henüz medeniyetle tanismamis olan ve ilkel bir hayat sürdüren Avustralya kabilelerinin dinlerinin de en az etkilesime maruz kaldigi için ilk hallerini korudugu varsayimini kitap boyunca temel almistir. Dinsel düsüncenin kökeniyle ilgili kendine özgü bu yöntemi tartisilmayi hak ediyor kuskusuz. Kitap boyunca tartisilan kutsal ve profan ayrimi ile totemik ilkeyi toplumla özdeslestiren yaklasimi Durkheim’in din sosyolojisinin özgün yanlarini olusturur.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 90,00 | 90,00 |
2 | 46,80 | 93,60 |
3 | 31,80 | 95,40 |
6 | 16,20 | 97,20 |
9 | 11,00 | 99,00 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 90,00 | 90,00 |
2 | - | - |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |